30 Haziran 2008 Pazartesi

Bir Anıl Geçti Şehr-i İstanbul'dan





Paşamız, canımız, bir tanemiz Anıl Bey İstanbul'daydı geçen hafta sonu. Pek güzel gezdik birlikte. Milano'yu terk edip İstanbul'a yerleşmeye ikna ettik kendisini.

19 Haziran 2008 Perşembe

Petrol Ofisi 2008 Türkiye Grand Prix'si

2005'teki ilk Türkiye Grand Prix'sini Silver 8'ten izlemiştim. Kuzen Uğur bulmuştu biletleri. 2006'da da bir şans eseri müşterimin verdiği bilet yine Silver 8 tribününe aitti. 2007 Grand Prix'sini Kanal D'den izledim ve çok pişman oldum. Bu yıl acaip tesadüfler devam etti ve çok değer verdiğim bir abim bana F1 bileti buldu. Bilin bakalım hangi tribünden? Evet, Silver 8.

Burada hikayeye bir ara verip İstanbul Park'ta bir Formula 1 yarışı izlemek için en uygun yerin kesinlikle Silver 8 olduğunu belirteyim. Pistin en yüksek hızından sonraki iki virajı gördüğü için nefis aksiyonlara sahne oluyor.

Bu seneye dönersek, elimde Silver 8 bileti olmasına rağmen çok sevgili muhteşem başka bir arkadaşımdan (Fuzzy bi'tanesin sen) Main Grand Stand Gold bileti teklifi gelince balıklama atladım ve Silver 8'imi Özden'i Ankara'dan çağırıp ona verdim. Yarışı izlediğim yer neresiydi anlamak için aşağıdaki fotoğrafa bakınız.



Sonuç: İlk üç yıl gibi Ağustos'ta değildi bu sefer yarış. Hava serin gibiydi. Main Grand Stand'ın tepesi kapalı olduğu için gölgede dondum. Pilotları, pitleri, takım çalışanlarını bu mesafeden görmek; güvenlik aracı olan yeni Mercedes-Benz SL 63 AMG'nin sesinini canavar F1 araçlarının sesinden ayırt edebilmek, araçların motor sesini kapalı tribün içinde yankılanmış haliyle kemiklere kadar hissetmek kesinlikle muhteşemdi...

Ama tüm yarış boyunca tüm atraksiyonlar Silver 8'in önünde gerçekleşti! Ne kadar geçiş, kapışma, heyecan varsa start-finish düzlüğünden hemen önceki Silver 8'te olup bitti, biz de önümüzdeki dev ekrandan seyrettik. Sonra da hipnotize edici otomobil konvoyunu seyrettik.

Bir daha İstanbul Park'ta F1 yarışı izleyecek olursam ve Paddock'a davetiye bulamamışsam eğer kesinlikle Silver 8 ya da başka bir açık tribünden izleyeceğim.

Abdi İbrahim Binası

Maslak'ta çalışmaya başladığım Ocak ayında burayı Siber Pank bir çevrel rüya olarak tanımlamıştım. Mükemmel tasarlanmış plazamızdaki ofisten aşağıya inip Sun Plaza'nın altındaki Starbucks'a* gitmek için geçtiğimiz yolda ineklerle dolu bir bahçe bile var!

Maslak'ın post modern harikalarından birisi de Abdi İbrahim'in nefis binası. Yağmur tehdidiyle dolaşan bulutları arkasına aldığında bu acaip bina daha da ihtişamlı görünüyor.



Bu bina içinde bir toplantıya da katılma fırsatım olmuştu. İçi de dışı kadar "tasarlanmış" bir mekan.

*: Hayır, Starbucks benim lovebrand'im değil.

Maslak - 4 Levent Trafiğinde

Son iki haftadır Maslak Levent arası çok acaip bir trafik var. Bugün ofisten çıktığımda saat 19.00 civarıydı ve Maslak'tan itibaren kilitti yol. Ben de geçen hafta bir kaç gün yaptığım gibi metroya kadar yürüdüm.

Yürümek güzel de bu trafikte otomobil içinde olmak çok can sıkıcı. Geçen cuma babamın Malatya'dan gönderdiği kirazları eve rahat rahat taşıyabilmek için otomobille gelmiştim işe. Dönüş oldukça uzun sürdü. Yine de çok sıkılmadım. Yolda gördüğüm bazı taşıtlar kendi durumuma şükretmemi sağladı.


16 Haziran 2008 Pazartesi

Sessiz Sedasız

Uzun zamandır yapmaya niyetli olduğum bir işi yaptım. Daha doğrusu uzun zamandır yapmaya niyetli olduğum bir işi yapabilmem için Aygül sıvadı kollarını ve aldı sazı eline:

carluvr.com

Bigumigu'da ve burada yazdığım otomobil yazılarını topladığım ve yazacak yer bulamadığım için içimde patlayan otomotiv yazılarını yayınlayacağım yeni blogum carluvr. WordPress tema uygulaması ve tasarım detayları tabii ki Aygül'e ait.

13 Haziran 2008 Cuma

Sırtı ağrısına: Wii Fit

Wii Fit'i düzenli olarak kullanıp yoga ve kas hareketlerini yapınca bel ve sırt bölgeleri güçleniyor. Strese dayalı sırt, boyun ağrısı olanlara şiddetle tavsiye etmek isterim. Yürürken, dikilirken, minibüs içinde ayakta durmaya çalışırken; kısacası her duruma daha sağlıklı ve dengeli "durmaya" başlıyorsunuz.

Cihazın genel olarak aldığı eleştiri, arayüzün hareketler arasında geçişleri çok uzattığı ve kişiye özel program sunmadığı yönündeydi. Sık kullanınca ara geçişleri otomatik olarak kolayca yapmaya alışıyor insan. Program konusunda da, tüm hareketleri yeterince yaptıktan sonra kişi hangi hareketi sevdiğini, hangi hareketten faydalanmak istediğini kendisi seçebiliyor zaten. Cihaz vücudumuzu dinlemeyi öğretiyor diyeceğim abartarak.

Hayatınıza bir şekilde spor ya da egzersiz sokabilirseniz, Wii Fit destek kuvvet olarak mükemmel bir yardımcı. Hiç hareket etmiyorsanız ve Wii Fit'in oyunlarında kısa sürede yorulup bırakıyorsanız zaten motivasyonunuzu da çabuk kaybedebilirsiniz, dikkat.

9 Haziran 2008 Pazartesi

Gelişmeler

Burada bahsettiğim kitap (Empati - Adam Fawer) sürükleyiciydi ama çok da matah değildi.

Burada bahsettiğim ve açmak üzere olan kaktüsümüzün açmış halini merak edenler için de bu fotoğrafı sunuyorum.