Komik bir an oldu. Ajansta sadece üç kişi çalışıyoruz bu saatte. Boş bir masanın üzerinde bulduğum klasik müzik CD'sini (piano-bach, mach) dinleyip klavyede tıkır tıkır bir şeyler yazıyordum. O sırada dahi bir sanatçı olan Erkut (Erkut Terliksiz) yanımdan geçti ve akıllı bıdık diye dalga geçti. O anda, gece geç saatte klasik müzik dinleyip bilgisayarında fıtı fıtı bir şeyler yazan gizemli tribal adamın oynadığı bir Hollywood filmi sahnesi gibi olmuştum ve bunu konuşup güldük biraz.
Şunu söylemek geldi içimden şimdi; ne kadar yalnızız bu dünyada. Ne kadar mutsuzuz. Ne kadar acınaklıyız. Hüzünlendiğimden değil de, öylesine saptama gibi geldi birden aklıma. Herkes bu gerçekleri bilse ve kendi mutsuzluğuyla yüzleşse birbirimizi daha az incittiğimiz bir yer olur belki buralar. Empati virüsü kapmış gibi konuşuyorum. Empati virüsü için Code 46 isimli hoş filmi izleyiniz.
Kendi kendime kalıp yazmaya başlamamın zamanı geldi gibi hissediyorum. Yine bu CD'yi dinliyeyim yazarken de en iyisi. Baksanıza; nasıl filozofik duygu adamı havasına girdim hemen!
Bugün kötü bir gün oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder