25 Nisan 2005 Pazartesi

tiger

Apple'ın işletim sistemi mac os x'in tiger sürümü 4 gün sonra piyasaya sürülüyor.

Buraya Mayıs sonuna kadar yazmamaya karar verdim.

Haziran 1'de sansürsüz olark görüşmek üzere.

14 Nisan 2005 Perşembe

kira ve diğer şeyler

Borcunu ödemeyen kiracıma çok kızgınım. Geciktirdiği ödemeye gerçekten ihtiyacım var ve kendisine ulaşamıyorum. Daha önce benzer problemler yaşadığımızda bir baskı unsuru olarak ortaya çıkıp yardımıma koşan emlakçım ise hastanede ve haftabaşına kadar da işlerle ilgilenmeyecekmiş. Pişkin kiracımla ilgili bir önerisi olan varsa söylesin. İlk etapta telefon tacizlerini artıracağım sanırım.

Trin'e vandallar saldırdı.

İçerde bırakılan küçük çanta haddinden fazla önemsendi muhtemelen. Salı akşamı Suadiye'de Bağdat Caddesi sokaklarından birinde sol arka çamurlu üstündeki dev camı kırarak otomobilimin içine duhül ettiler ve çantayı aldılar. Kasko yaptırmamanın maliyeti gerçekten yüksek oldu. Neyse ki Trinity şu anda eski sağlıklı haline geri döndü bile...

12 Nisan 2005 Salı

pdf

Az önce pdf olarak gönderilen bir ilanı alan aracı medya kuruluşundan pdf'in virüslü olduğuna dair bir bilgi geldi. Yeni doküman hazırlanıp gönderilecek. pdf dosyasına virüs bulaşma olasılığı yoktur öyle değil mi?

Bu ay para konusunda oldukça sıkışmış durumdayım. Mayıs ayını tutarlı harcamalar ayı ilan ediyorum. Nisan ayında geçiş dönemi olacağından birden tedbir kararları uygulamak olmaz.

Özden ve Çiğdem'i ne kadar özlemişim... İlaç gibi geldi bu hafta sonu yahu!

Dün Man on Fire'ı seyrettim. Tony Scott döktürmüş. Çok güzel bir filmdi.

11 Nisan 2005 Pazartesi

Ankara

Hafta sonu Ankara'daydım.

Çok muhteşemdi.

Evimde eşyalarım kayboluyor. Hem unutkan, hem paranoyak olmak ne zordur bilir misiniz kuzum?

Şu anda şıpır şıpır terliyorum. Bahar diye beklerken yaz geliverdi karşımıza. Tanrının espri anlayışını seviyorum.

Öğlenleri bir americano içiyorum. Bu kahvenin ajanstaki ismi sulu zırtlak.

Masamdaki mor çiçeklerin suyunu değiştirdim. Mor değil de eflatunlar daha çok. Arada bir iki tane de beyaz var. Çok güzeller...

7 Nisan 2005 Perşembe

bahar gelsin

Yoksa geldi bile mi?

İşyerinde Bilkent MA'den bir çocuk var. Herif geldi ve "senin blog'u buldum" dedi! Tabii nasıl rast geldiğine dair bir ipucu vermedi buraya, ama eğlendik ikimiz de. Ben de "aa, dur o zaman seni de yazayım blog'uma da gör sen" dedim. Ehe ehe diye güldük falan. Eğlenceli muhabbet oldu.

Bugün ülkemize gelecek çok mühim bir ziyaretçinin şerefine uzun zamandır takmadığım sarı-kırmızı bilekliğimi taktım.

Masamda çok güzel çiçekler var ama blog'umun yeni izleyicileri dedikodu yapmasın diye kimin gönderdiğini söylemek istemiyorum. Bu zalimce oldu biraz ama ben çok eğleniyorum, yaşaa!