11 Nisan 2005 Pazartesi

Ankara

Hafta sonu Ankara'daydım.

Çok muhteşemdi.

Evimde eşyalarım kayboluyor. Hem unutkan, hem paranoyak olmak ne zordur bilir misiniz kuzum?

Şu anda şıpır şıpır terliyorum. Bahar diye beklerken yaz geliverdi karşımıza. Tanrının espri anlayışını seviyorum.

Öğlenleri bir americano içiyorum. Bu kahvenin ajanstaki ismi sulu zırtlak.

Masamdaki mor çiçeklerin suyunu değiştirdim. Mor değil de eflatunlar daha çok. Arada bir iki tane de beyaz var. Çok güzeller...

4 yorum:

  1. sahiden de muhteşemdi!
    hele o akşam yemeği!
    :)

    YanıtlaSil
  2. "tanrinin espri anlayisini seviyorum" :bu bana john constantine'in bir repligini hatirlatti...ne dersin?

    birde, kahveye "zirtlak" isminin verilmis olmasi, acaba kahvenin laksatif etkileri olmasindan mi kaynaklaniyor? circir durumlari mi gozlendi is yerinin tuvaletlerinde?

    YanıtlaSil
  3. john constantine kim? keanu reeves'in yeni filmindeki karakter mi? izlemedim...

    sulu zırtlak limon demekmiş aslen. ama argoda bildiğim kadarıyla aşırı laubali olanlar için kullanılır.

    Espressonun 1/2 oranında sulandırılması hadisesi çok "şık" bulunmadığından olsa gerek, bu isim layık görüldü burada...

    Bu arada anonim olmanın keyfini sürmek de bir tercih tabii ancak kim olduğunu bilmek de isterim.

    YanıtlaSil
  4. vallahi bu keyfî anonim yorumların keyfi bana fena halde dokunuyor. söz gelimi, "alakasi bile yok. award confirmation." gibi bir yorumun sadece sahibini değil, ne anlama geldiğini de öğrenmek isterdim ben... :)

    YanıtlaSil