Dün basketbol çok iyi geçti. Yorgunluktan gebermedim. Sakatlanmadım. Fenalık geçirmedim. Üstelik eve geldiğimde kendimi harikulade hissettim. Koydum "the Day After Tomorrow"u, ısıttım içli köftelerimi, oturdum tv'nin başına. Tabii öncesinde şınav, mekik, cassis, duş... Film çok güzeldi. Özlem dışardaydı dün gece. Filmin de etkisiyle "şimdi eve dönüyorum" mesajından 30dk sonra niye hâlâ eve gitmedi diye paniğe kapılıp telefona sarıldım.
Bu arada dünkü basketbolun süper bir tarafı: dün geceden şu ana kadar (12:30 olmuş) hiç sigara içmedim daha. Ben maçtayken G-mall sinemasındaki "Büyü" filminin (korku/trash) galasında yangın çıkmış. Ben de annemi arayıp "don't worry" demek istedim, ama anlaşıldı ki anneciğim geçen gün faturam kabarıyo diye telefonumu kapatmama bozulmuş ve benimle konuşmama kararı almış.
Dün aldığım diğer DVD'ler: Spirited Away, House of flying daggers, Bad Education, 21 Grams
Hayatımda şöyle bir ilginçlik var; güzel bir şey oluyor mesela. O şeyin gerçek etkisinden daha fazla bir mutluluk yaratıyor bende. Nasıl anlatayım?... Mesela tüm faturalarımı otomatik ödemeye aldım ya, bugün hâlâ içimden kendimi kıkır kıkır sevinir buluyorum bu yüzden. İnternet bankacılığı da öyle sevindiriyor beni. Ama şu sıralarda en çok otomatik ödeme ve World Card başvurum. Hayatımda ilk defa babam ve nüfuzu olmadan kredi kartı alıyorum. Çok keyifli!
Maçta sakatlanmadım dedim ama sağ ayak bileğim "fazla" yoruldu galiba.
Bu arada http://www.biletix.com/f1/msobilet.html adresinden F1 İstanbul GP'sinin biletlerini alabilirsiniz. Ana tribündeki en ucuz yeri almayı düşünüyorum ama çok az yer var orada ve kesin hemen biter. Üstelik çok da pahalı. Ne yapacağız yahu? Bir araya gelip planlama yapmak lazım Süheyl, Özden, Batuhan ve bilimum F1'cilerle; nasıl edeceğiz bu işleri diye.
Dün gece çamaşır makinem sıkmaya geçince dvd'yi durdurup makinenin başına gittim, oturdum. Olağanüstü bir görüntüydü. Dakikada tam bin devir! Önce, içerdeki çamaşırlar seçilirken daha, vodı vodı hızlanmaya başlıyor dönmesi. İçerde sarı nevresimlerim olduğu için ağırlıklı sarı görünüyor ve arada bir iki başka renk daha... Daha koyu renkler; çoraplar, koyu çamaşırlar. Sonra vodı vodı dönme yavaş yavaş hızlanıyor. Önce vıdı vıdı, sonra vidividividi'ye geçiyor. Son hızdayken renkler resmen birbirine karışıyor. Makineden çok az ama çılgın bir ses geliyor. Bin devirde dönerken kazan, makinenin üzerindeki şeyler titriyor. Ben hipnotize olmuş seyrediyorum. Sonra yavaşlıyor yeniden. Duruyor, bir sağa bir sola döndürüyor çamaşırları normal yıkama hızında. Etkileyici. Sonra gidip dvd'ye kaldığı yerden devam ettim.
abicim, alinmaya basliyorum. "x, y, z ve bir de unuttugum f-1 severler!" nç nç.
YanıtlaSilsinavim rezalet gecti ama ben bloguma elité bir hava vermek adina bunlari yazmiyorum tabi ki. comment koselerinde tatmin oluyorum.
neyse, asil diyecegim, daha evvel mevz-u bahis ettigim 80 ile 350 € skalasinda degisen bilet fiyatlari artik oyle degiller. nasil mi?
tuzla pistinin ilk acilisi olmasi ve formulacilara "bakin turkiyede ne cok f-1ci var, yaa gordunuz mu!" demek adina bilet fiyatlarinda oldukca buyuk bir dusus yaptilar. artik en ucuz yer 4te 1 fiyatina. tabi ki bu 20 €luk yer, cuma gunu icin midir, benim gibi kombine bilet alma hayalleri kuranlar ne yer ne icerler sorularinin da cevaplarini hep birlikte arayacagiz.
bir de senin su internet bankaciligi olayi ne kadar ilgini cekiyorsa, beni de internetten bilet alip, tutup onu konser giselerinde tasdik ettirmek olayi rahatsiz ediyor. bugun besiktasta (eski alkimda bulunan) biletix in enreye tasinmis olabilecegini dusunup aradim durdum, igrenc sinavim arkasindan. sanirim yarin geceki konsere (queen adreena) kapidan bilet alacagim. booh.
kacirdim ben the day after tomorrow'u, neden bilmiyorum. zaten bu sene fena halde az filme gittim. ama gorulecek film de yoktu ki?
YanıtlaSilkucuk seylerden mutluluk duymak ha! tekno-amélie seni. umarim kredi karti borclarini oderken uzuntun gercek etkisinden daha fazla olmaz! :)
bilet fiyatlarini anlamadim. benzin masrafini seyirciler mi aralarinda paylasiyorlar nedir? beni aydinlatiniz lutfen.
camasir makinesiyle olan sevimli iliskini ben de burada kurutma makinesiyle yasiyorum. cok daha monoton donuyor gerci, ama ici o kadar buyuk ki, camasirlar donmuyor, 'ucuyor' adeta. kocaman da bir kapagi oldugundan, kafami yaklastirinca kendimi icinde buluveriyorum. tabii kendimi senin kadar kaptiramiyorum, sonucta etrafta camasirlarini yikayan veya kurulayan diger insanlarin bana endiseyle bakmalari rahatsiz edici oluyor!
Dün aldığım diğer DVD'ler: Spirited Away, House of flying daggers, Bad Education, 21 Grams
YanıtlaSilSpirited Away bozuk, Bad Education bozuk, HoFD rezalet sıkıcı. 21 Grams'i seyredemiyorum korkudan. O da rezalet çıkacak korkusu... Bir de yazmayı unuttuğum the Day After Tomorrow var. Neyse ki o süper bir filmdi...