5 Şubat 2006 Pazar

Pazar Depresyonu

Dün oldukça hareketli ve keyifli bir gündü. Vikim'le birlikte Nişantaşı'nın altını üstüne getirdik. Hafta sonu kafemizde kahvaltımızı yaptıktan ve aylık dergi alışverişimizi yaptıktan sona daha önce girmediğimiz pek çok mağazayı da içeren alışverişten ziyade keşif amaçlı bir gezi yaptık. Paramızın çoğunu Gerekli Şeyler'de harcadıktan sonra birer kahve daha içtik ve evin yolunu tuttuk. Akşam yemeği için cumartesi menümüz yine balıktı: Fırında Çupra. Bir kadeh de yaş üzüm rakısı iyi gitti balıkla.

Bugünse sabahtan beri bir yorgunluk, bir huysuzluk peydah oldu ki sormayın gitsin. Vikiciğimin bana dün aldığı üzerinde minik fareler olan pijamamı üstümden çıkarmadan saatlerdir dolanıp duruyorum. Bir yanım evden çıkmak isterken diğer bir yanım otur oturduğun yerde diyor ve ben tembel yanıma kulak asmayı daha makul görerek kıçımı kırıyorum ve evden dışarı çıkmamaya karar veriyorum.

The Economist'in the world in 2006 özel sayısını inceledim biraz. Başbakan Erdoğan'ın AB'yle ilgili bir yazısı ve Garanti'nin kötü bir ilanı vardı. 20 yıl sonrasını projekte eden bir yazı özellikle ilgimi çekti, Asya'nın nasıl büyük ekonomiler haline geleceği anlatılıyordu. Bir de şu gözlerimi yuvalarından fırlatan haberi öğrendim, her gün 80 bin yeni blog açılıyormuş!

The Economist demişken, önce elmaaltshift'te, sonra da bugünkü Radikal'de gördüğüm ve M.A.R.K.A.'nın yine uluslararası efsane reklam kampanyalarından apartmaca serisinin bir devamı olan Ekonomist ilanına da bir bakın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder