Fincan bizimle yaşamaya başladığından beri ufak tefek bitkilerimizi onun gazabından korumak için evin kedisiz alanlarından biri olan mutfağa taşıdık. Bir diğer kedisiz alan da orta oda adını verdiğimiz, kitaplıkların bulunduğu, çamaşırların asıldığı, benim bazen meditasyon yaptığım ve misafirlerimizi yatırdığımız oda. Hem Aygül'ün abisi Aytuğ'un, hem de benim ablam Ümit'in Fincan'a feci şekilde alerjilerinin olması bu odayı kedisiz tutmak zorunda bıraktı bizi.
İki adet topik kaktüsü Dreambox'ta çalışırken almıştık. Orada masalarımıza koyalım diye. Ama kendilerini çok sevdik ve evde tutmaya karar verdik. İlk fotoğraftaki topiğin çiçek açmakta olduğunu görünce çok heyecanlandım 23 Nisan günü. İnsan kendi eviyle ilgili bazı şeyleri ancak tatil günlerinde farkedebiliyor.
Bu uzun abinin hikayesi daha eski. Üstteki topikler gibi Ikea'dan yaklaşık üç yıl alınan üçlü bir minik kaktüs setinin üyesiydi kendisi. Diğer kardeşleri yaşamayı başaramadılar ama bu çok azimli çıktı ve ben de saksısını değiştirerek ödüllendirdim bu gayretini. Kocaman saksıya geçince bir yılda kendi boyunun iki katına ulaştı kolayca.
Son olarak bu ikiliden minik detayı gördüğünüz küçük bir ağaçcıktı. Ancak evde o kadar çok yeri değişti ki tüm yapraklarını döktü ve kurumaya başladı... ...derken geçen hafta farkettiğim bu minik filizi verip bu baharı da coşkuyla yaşamaya karar verdi. Diğer ilginç bitkimiz de Akdeniz ikliminin hakim olduğu coğrafyalarda bol görünen, az su ihtiyacına rağmen kolayca yayılan kedi tırnağı benzeri bir yapıya sahip. Kaktüs özellikleri gösteren yapısına rağmen biraz susuz kalırsa üzülüp sararmaya başladığı için sık sık su vermek gerekiyor kendisine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder