Yaklaşık dört aydır iPhone kullanıyorum. Öncesinde bir dört yıllık Apple ve Mac OS X geçmişim olduğu için bu cihazın resmi olarak Türkiye'ye gelişini büyük bir heyecanla bekliyordum. Özellikle gayrı resmi yollardan satın almak istemedim, çünkü iPhone'un bir telefon olmadığını, telefon özelliği de olan bir mobil iletişim cihazı olduğunu biliyordum. Bu yüzden resmi olarak gelmesini ve sınırsız internet paketi ile satılmasını bekledim satın almadan önce.
iPhone kullanmaya başlar başlamaz, abartmıyorum, gerçekten de daha ilk günden itibaren yeni bir internet deneyiminin esiri oldum. Kablosuz internet bağlantısından bağımsız olarak her an, her yerde e-postalarımı Mac Os X'in Mail programının arayüzüyle kontrol edebiliyor, Flash gösterimi ve Java uygulamaları dışında tüm internet sitelerini çok iyi kurgulanmış bir uygulamayla gezebiliyordum. Bunların üstüne bir de okyanus gibi bir iTunes Application Store'dan binbir uygulama -gerekli ya da gereksiz- indirebiliyordum.
Geçen zaman içinde birçok uygulama kullandım, epey oyun oynadım. Kendi çapımda, başarılı bulduğum uygulamaları paylaşmak istiyorum. Bazı bedava uygulamalar US Apple Store'dan indirme. US Apple Store hesabını buradaki adımları izleyerek açabilir, hem Türk hem de Amerikan hesaplarınızı birlikte kullanabilirsiniz.
1- Fieldrunners: Bir çok yayın tarafından 2008'de bağlı olduğu platformun en iyi oyunu seçilmekle kalmadı, genel kategorilerde, yani PS3, Wii gibi konsol oyunlarının arasında da yılın en iyi oyunu olarak yer aldı. Kule savunması denilen türde internette bile bu kadar iyi bir oyun yok. Oyunun binlerce kullanıcısından aldığı 5 yıldız da cabası. Habire şarj bitirecek kadar müptela edici ve bir haftada sıkmayan bir oyun arıyorsanız kesinlikle satın almanızı tavsiye ediyorum.
2- Shazam: Bu uygulamayı Türkiye Apple Mağazası'nda bulmak mümkün olmayabilir hala. Amerikan Apple Store'da sadece bedava uygulamaları yüklemek için bir hesap açıp öyle indirebilirsiniz. Herhangi bir ortamda, etrafta gürültü de olsa, çalan şarkıyı bu programda 'tag'lediğinizde bir iki saniye içinde şarkı hakkında tüm bilgi ekranınızda beliriyor. Eğer varsa şarkının YouTube'daki videosuna kadar. Ayrıca otomatik olarak albüm kapağı vb. bilgilerle kendi arayüzünde siz silene kadar duruyor etiketlediğiniz şarkılar.
3- LOLCats: Komik kedi fotoğraflarının üstüne yazılmış ve genellikle de başka internet mimlerine göndermeler içeren yazılar. LOLCats bu fotoğraflar arasında iPhone'un foto klasörünü gezer gibi gezmenizi sağlıyor. Seçtiğiniz fotoğrafı favorilerinize ekleyebilir ya da hemen e-posta ile de gönderebilirsiniz. Kendi gramer yapısı da olan Lolcat mimiyle ilgili detaylı bilgi için Wikipedia makalesine bir göz atın.
4- Trace: Çok zevkli ve bedava bir oyun. 100 seviyeden oluşuyor ve ben hepsini bitirdim :)
5- TED: Ted.org'da izlediğimiz ve hayran kaldığımız videolara kendi arayüzünden kolay erişim sağlayan bir uygulama. Ne yazık ki videoları çuvalla önünüze döküyor ve "haydi ara" diyor. Umarım sonraki versiyonlarında kategori ya da etiket benzeri başka filtreleme özellikleri de getirirler.
6- Labyrinth: Galiba para verdiğim ilk uygulama buydu. iPhone'un akselometresini kullanan ve benzerlerinden oynanabilirlik ve arayüz kaliktesiyle sıyrılan harika bir vakit geçirtici daha.
7- Facebook: Sitenin kendisinden bile pratik.
8- iheartradio: Epeyce radyoyu dinleyebiliyorsunuz bu uygulamayla.
Belki yüzlerce uygulama indirdiğim bu dönemde çok umut vadetmesine rağmen beni hayal kırıklığına uğratan yazılımcıklar da oldu. LinkedIn uygulaması arkadaş davetiyesini gösteremiyor ve çok kullanışsız. CameraBag adlı çekilen fotoğrafı çat diye Holga, Lomo efektiyle bezeyip öyle kaydedebilen şahane bir uygulama var ama sık sık hafıza yeterli değil diyor. Bunun dışında tüm popüler mesajlaşma programlarındaki hesaplarınızı destekleyen, hatta Skype hesabı üzerinden Wifi bağlantısı ile sesli konuşma da yaptırabilen Fring'i sadece bir kere kullandım. iPhone'da iPod uygulaması dışındaki uygulamaları arka planda çalıştıramadığınız için bu tip programlar çok kullanışlı olmuyor sanırım.