4 Ocak 2008 Cuma

Yılın Son Günleri

2007 biterken paşamız Anıl çok güzel bir sürpriz yaptı ve İstanbul'a geldi. Yılbaşından bir kaç gün önce çok nefis 2 gün geçirdik hep birlikte. Cuma günü İstinye Park'ta buluşup dolandık önce. Sonra taksiye atlayıp eve geldik. Aygül nefis bir şarap/peynir sofrası hazırlamıştı akşam için. Ayaksız ve küt yeni şarap kadehlerimizle Anıl'a Türk şarabı içirelim deyip Doluca'nın yeni şarabı Neo'yu ikram ettik. Çok eğlenceli bir yemek sonrasında -aralarda mutfakta misafirimize o sigara içerken eşlik de ederek- hep birlikte bizim düğün DVD'sini izledik. Anıl'ın takıldığı, gülerek tekrar tekrar oynattığı ve dilimize doladığı bir kaç replikten sonra (annemin karşılama sırasında akrabalarımızı kayınvalideme anlatışı gibi) düğün görüntülerini bitirdik ve yorgun düşerek yataklarımıza yöneldik.

Ertesi sabah benim daha önce Özden ve Sevil'i götürdüğüm güzergahı izleyerek Kuzguncuk'ta Çınaraltı'nda kahvaltıyla başladık güne (Sadi, niye seni aramadık diye kızma, misafirimizi gezdiriyorduk o sırada). Kahvaltımızın üzerine Anıl'la kahvelerimizi içtikten sonra Kuzguncuk'ta epey dolaştık ve Mavi Yeşil adlı çay bahçesine gittik. Burada dışarıda oturduğumuz için biraz üşüdük ama muhteşem boğaz manzarasını bırakıp da içeriye, kapalı salona giremedik. Mekanın komik bir ördeği vardı ve onu da beslemeyi ihmal etmedik. Gözlemelerimizi yerken Aygül'le aynı anda şu tespiti yaptık: Bütün gözlemeci teyzeler birbirine benziyor, muhtemelen bu teyzelerin hepsi aynı yerde yaşıyor ve onlarla çalışmak isteyenler oraya gidip anlaşıyor kendi teyzesiyle. Gözlemeci teyzeler sitesi ya da köyü gibi bir yer olsa gerek buranın adı da...

Kuzguncuk'ta hava açık ve güneşli olmasına rağmen rüzgarlı bir kış ayazı vardı. Anıl'ın kaşkolunu (Daniel Östman tasarımı) kafama dolayıp öyle oturdum ben bir süre. İyice üşüdükten sonra otomuza atladık ve Nişantaşı'na geri döndük. Küçük bir yürüyüşten sonra Barnie's'e oturup nefis pastalarından yedik ve yine kahve içtik. Bu arada Anıl'ın bana önerdiği, Tyler Brùle'nin yeni dergisi Monocle'ı aldım ben de. Yılbaşı öncesi cumartesi kalabalığı her tarafa yayılmıştı akşamüstü olduğunda. Anıl'ımızı alıp taksiyle otobüsünün servisinin kalkacağı yere götürdük. Bu arada ben bol bol Anıl'ın yeni telefonu N81 8GB'yle oynadım.

Paşamızı servisine bindirdikten sonra onunla birlikte geçen kısa ama mükemmel zamanın tatlı yorgunluğuyla eve döndük. Şimdiden tekrar ne zaman görüşeceğimizi planlamaya çalışıyoruz. En kötü ihtimalle yaz tatilimizi birlikte geçirme kararı aldık!

Anıl Fincan'ın saldırmadığı ilk misafirimizdi galiba.

1 yorum:

  1. artik anilin kaskolünü kullanman gerekmiyor :) bis daha güselini aldik :p

    YanıtlaSil