2,5 yıldır kendi işimi yapıyorum. Çoğunlukla evden çalışıyorum. Han doğduktan sonra evde kendime bir çalışma odası yaptım -daha doğrusu Aygül benim için yaptı-. Hem oğlanla ilgilenebilmek, hem de kendimi son derece rahat hissettiğim ve fiber internetli bir ortamda çalışabilmek gerçekten beni çok mutlu ediyor.
Gelgelelim Han Bey büyüdükçe ve kimi zaman işlere birazcık daha konsantre olmam gerektikçe, ev dışında çalışmanın daha rahat geldiği durumlar ortaya çıkmaya başladı. Tek bir konu üzerinde çalışmak evde kolayken, birikmiş ve ufak tefek 5-10 işi hızla halledebilmek evde mümkün olmamaya başladı. Göktürk civarında yürüyerek ulaştığım bazı mekanlarda çalışmaya böylece başladım.
Şehir merkezinde, Topağacı'nda yaşadığımız dönemlerde kafede çalışmak hiç rahat edemediğim bir şeydi. Göktürk biraz daha mahalle ruhlu bir yer olduğu için burada rahat ettiğimi söyleyebilirim. İlk tercihim Tamirane. Hem ortam, hem müzik şahane, yemekler de hiç fena değil. Servis elemanları kendimi çok "tanıdık müşteri" gibi hissettiriyor. Seviyeli bir dostluk hissettirebiliyorlar. İkinci tercihim de Big Chefs. Bu tarz zincir kafeleri çok sevmesem de, çalışma saatlerimde bomboş olması, yüksek tavanlı aydınlık iç mekan, burada rahat etmemi sağlıyor. Servis orta seviyede, yemeklerin hepsi iyi değil ama bazıları ortalamanın üzerinde.
Her iki mekana da sık sık gitmeye başlayınca farkettim ki, bilgisayarı açar açmaz kablosuz internete bağlanabileceğim yerler, yani daha önce internet şifresi alınmış, denenmiş yerler genellikle öncelikli tercih oluyor. Sıfırdan bir mekan keşfetmemi bu kolaylığa eğilim engelliyor.
Dışarda çalışırken masa etrafında priz de aradım ilk zamanlar ama şimdi tek bir şarj süresinden daha uzun oturmayacağım aralıklarda çalışıyorum. Bu da hem hareketimi, hem de mekan içinde yer seçimimi kolaylaştırıyor.
Son bir not: Dışarda bir mekanda çalışırken büyük doküman ya da dosya indirmemeyi tercih ediyorum. Bana sunulmuş interneti adil şekilde kullanmaya çalışıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder