bodrum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
bodrum etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Temmuz 2008 Perşembe

Tatilden Arda Kalan: Bodrum Orfoz

Geçtiğimiz hafta sekiz gün kadar Bodrum'daydık. İlk bölümde Gümüşlük'te Club Gümüşlük adlı pansiyonda kaldık. Son iki gün de Bodrum'un içindeydik. Oldukça sakin geçen, yumuşacık, durgunlaştırıcı bir tatildi. Tatil dönüşü aptallaştığımı, yavaşladığımı farkedip sevindim. Tüm tatilden aklımda kalan en büyük detaysa, Bodrum'daki Orfoz adlı muuhteşem deniz ürünleri lokantası oldu.

Asıl Orfoz Marmaris'te Bozburun'da Güneş ve Selçuk Bozbağa çifti tarafından işletiliyor. Bodrum'daki şubeyi çiftin iki oğlu açmış. Bir kardeş mutfakta, diğeri servisle ilgileniyor. Bu olağanüstü işletmede balık yok. Sofraya oturur oturmaz içine çok az baharat eklenmiş ve kırmızı biber zesti rendelenmiş sızma zeytinyağı ve keçi peyniri geliyor. Ardından limon ve karabiberle lezzetlendirilmiş çiğ kum midyesi geliyor tadımlık. Sonra parmesanlı bir sosla pişirilmiş iki ufak istiridye. Orfoz'un bombası fırında midye. Fırında midyeyi sızma zeytinyağı, sarımsak ve maydanozlu bir sosla yapıyorlar sanırım ve tek kelimeyle muhteşem. Sadece midye için sonbaharda tekrar Bodrum'a gideceğiz.

Pajella benzeri bir deniz ürünleri pilavı ve benim gibi balık çorbasından hiç hazzetmeyen birine bile parmaklarını yalatacak balık çorbaları da cabası. Patlıcan bomba, tombul bir bostan patlıcanının içinin özel bir sosla harmanlanıp közlenmesiyle yapılan gerçek bir bomba. Eğer o gün menüde varsa mavi yengeçi de deneyin. Benim gözbebeğim soğan ve zeytinyağıyla muhteşem bir şekilde harmanlanmış olan bebek kalamarlar oldu. Ahtapot ve karides tariflerini deneyemedim.

Orfoz'da iki gece üst üste yedik. Rezervasyon yapmakta fayda var. Gümüşlük sahilde bir balıkçıda ya da Yalıkavak'ta Hasan'ın yerinde vereceğinizden daha az bir hesapla çıkıyorsunuz.

Tatil fotoğrafı olarak da Orfoz'dan iki görsel ekliyorum. Yeni aldığım Smena Symbol'le çektiğim fotoğraflar için Flickr'ıma göz atın.


28 Kasım 2007 Çarşamba

Son Yılların En Uzun Tatili

Ben işten -Dreambox'tan- ayrıldıktan hemen sonra bayramı da araya katarak uzun bir gezi yaptık Aygül'le. Gezinin hemen ardından yazmam gereken bu yazıyı bu kadar -yaklaşık bir ay- geciktirince şimdi nereden başlayayım, hangi detayları anlatayım bilemiyorum. Tarihsel sırayla gitmeyip daha farklı bir anlatım denemeye karar verdim bu yüzden.

Gezinin Coğrafi Özeti
İstanbul'dan çıkarak Çanakkale üzerinden Edremit yarımadasına geçtik ve Altınoluk'ta kaldık. Altınoluk'tan sonra İzmir'de kısa bir mola verip Çeşme'ye geçtik. Daha sonra da Manisa'ya uğrayıp Bodrum'a gittik. Bodrum'dan Eskişehir'e geçtik. Aygül oradan İstanbul'a geçti, ben bir de Ankara yapıp öyle döndüm İstanbul'a. Toplam 2.300km kadar bir yol yapmış oldum.

Gezinin Durakları
Altınoluk'ta Mehmet'in ayarladığı iki otelde kaldık, sırasıyla; Akçam Otel ve MareMonte Oteli. İzmir'de Aygül'ün halasında mola verdik. Çeşme'de teyzemlerde kaldık. Manisa'da anneannemi ve annemin teyzesini ve onun çocuklarını gördük. Bodrum'da kuzenim ve eşinin misafiriydik. Eskişehir'de Anadolu Üniversitesi ağırladı bizi, bu arada buradaki kuzenimi ve eşini de görme fırsatımız oldu. Ankara'da annem, babam, ablam, eniştem ve yeğenimi gördüm.

Yol Notları
İstanbul'dan Bandırma'ya hızlı feribotla geçecektik aslında ama Yenikapı'nin önündeki son ışıklarda polisin trafiği durdurup bizi 15 dakika tutması sonucu 2-3 dakikayla feribotu kaçırdık. Bunun üzerine Çanakkale'ye doğru çevirdik rotamızı (çok klişe oldu ama güzel de oturdu bu laf). Nefis bir yolculukla Gelibolu'yu geçip Eceabat'tan feribota bindik ve Çanakkale'ye geçtik. Çanakkale'den sonra çok tatlı bir akşamüstüne doğru Edremit yarımadasını dolaşarak Altınoluk'a ulaştık.

Altınoluk'tan İzmir'e geçiş bayramın ikinci gününe denk geliyordu ve trafik yoğundu. Epey de yağış oldu o gün bizim gittiğimiz güzergahlar üzerinde. Özellikle Çeşme'ye doğru otoban girişinde öyle bir sağanak vardı ki, bazı araçların durduğunu ve yağmurun dinmesini beklediğini gördük.

Bodrum'a geçerken parçalı bulutlu bir hava vardı. Bayram tatilinin son gününe denk gelmesi nedeniyle dönüş tarafında trafik acaip yoğundu. Bizim tarafsa yine keyifli ve sakindi. Bodrum'a hava kararmadan vardık, Yalıkavak'ın günbatımı karşıladı bizi.

Eskişehir'e giderken yolun büyük çoğunluğunda Sadi'yle birlikteydik. Onbir saat süren bu yolculuk hepimizi yordu. Yine de geçtiğimiz yerler çok zevkliydi. Özellikle Sadi'nin eniştesinin önerisiyle Kütahya'ya geçerken kullandığımız yan yol sayesinde 80'lerdeki boş ve dar Anadolu yolculuklarının keyfini hatırladık.

En büyük bomba Eskişehir'den Ankara'ya geçiş oldu. Elif ve Mehmet beni yalnız bırakmadılar bu yolculukta sağolsunlar. Daha yolculuğun başında iki iPod'umuzun şarjı da bitince Mehmet'in MacBook'unu bağladık araca ve Mehmet ikibinli yıllarda gördüğüm en inanılmaz dj performansını sergileyerek yorgunluktan uyumak üzere olan bedenimi her şarkıda bir miktar daha diriltmeyi başardı. Üçümüzün bağıra çağıra eşlik ettiği 90'lar klasikleri de cabasıydı.

Yemekler
Aygül'ün yolda yememiz için yaptığı leziz minik sandviçler hem Altınoluk yolculuğunda, hem de Eskişehir yolculuğunda bizimleydi. Bütün seyahat boyunca eser miktarda bira ve şarap tüketildi, rakı da ihmal edilmedi. Altınoluk'ta kendin pişir kendin ye mekanında yaptığımız mangaldaki etler, Çeşme'deki pideler, Bodrum'da kuzenimin yaptığı muhteşem yemekler, Eskişehir'de çibörekler ve Tolga'nın bahçesinde yaptığımız mangal...

Diğer Notlar
Eskişehir'de son gece Tolga'da en son Mehmet, Aygül ve ben kalmışken çok acaip bir kuantum muhabbetine giriştik. Uzun yıllardır böyle sarhoş olmamış ve bu kadar keyifli ve zihin açıcı bir sohbetin içinde olmamıştım. Tabii ki en büyük etken sohbetin her bir katılımcısının ayrı geçmişlerden geliyor olmaları ve çok nefis bir zeminde buluşmalarıydı.

Altınoluk başlıbaşına rüya gibiydi, bunun için Mehmet'e ve tatlı ailesine ne kadar teşekkür etsek azdır. Eskişehir macerası için de başta Ebru Baranseli olmak üzere tüm Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ne ve rektörlüğe buradan da tekrar teşekkürler! Çalıştaylarımızla ilgili şu Bigumigu haberinde detaylı bilgi bulabilirsiniz. Buradan da benim kendi çalıştayımın özet raporunu indirebilirsiniz.

Şimdi görsel olarak üzerinden geçelim olayların bir de:

Feribotta ben yukarıda çay içerken, Aygül de otomobilin içinde uyurken.

Altınoluk'ta Akçam Otel'in bahçesinde Mehmet'le çay içerken.

Bodrum'da tıraş olmadan hemen önce.

Bodrum'da tıraş olduktan hemen sonra.

Eskişehir'de Bomanti'de fasıl.

Eskişehir'de Bomanti'de fasıl.

Eskişehir'e giderken.

Eskişehir yolunda, ben gizli işler çevirirken. Bildiğiniz işiyorum.

Eskişehir yolunda.

Eskişehir'de ilk kahvaltı.

Çalıştay sırasında bendeniz.

Bu da geziden bir video, Sadi yolda giderken: