5 Eylül 2010 Pazar

Koşu Antremanları

Önceki bölümler: Koşmak Üzerine Notlar ve Koşuyla Aramdaki Engeller.

Bir süredir salon antremanlarında koşu bandı üzerinde yavaş yavaş maraton için ısınıyorum. Bunun için uygulamaya başladığım sistem şöyle:

Hafta içi büyük bir aksilik olmadığı sürece 5 gün spor salonunda ağırlık çalışıyorum. Ağırlık çalışmalarının sonunda, bir gün glide-x denilen sopalı adımlama aletinde nabız 135 ortalama tutturarak en az 20 dakika sabit kardiyo çalışması yapıyorum. Bunun faydası, kalbimin her seferinde bu hareketi daha az nabızla yapabilmesi, böylece nabzı sabit tutarken zorluk derecesini gittikçe arttırabilmem.

Diğer günlerde de koşu bandında çalışıyorum. O günkü moduma göre, 20 dakika, gittikçe artan hızla koşmak da olabiliyor bu antreman (15 seviyeye kadar çıktığım oluyor), uzun mesafe sabit hız koşmak da. Koşarken nabzım 150'nin üzerinde oluyor genellikle. 170'i çok geçmemeye çalışıyorum. Glide-X çalışmalarının hızlı koşma nabzımı ayarlamamı kolaylaştırmasını umut ediyorum.

Bu arada ufak ufak uzun mesafe antremanlarına da başladım. Geçtiğimiz hafta iş yerindeki salonda 6 km'den biraz fazla koşmayı başardım. Dün de 47'30" sürede 9 km koştum. Bu mesafe geçtiğimiz Ekim'den beri koştuğum en uzun mesafe. Bu hafta açıkhavada koşulara da başlamayı planlıyorum. Gerçek zemin ayak tabanını ve bileğini koşu bantından daha farklı etkilediği için bu açıkhava antremanları da Avrasya öncesinde çok önemli.

Tüm bu antremanlarda iki önemli nokta için çalışıyorum: 15 km mesafeyi rahat raha çıkartabilmek (ayak, bilek, diz, kalça vs sakatlamadan ve nefesim tükenmeden) birinci önceliğim, ikinci önemli konu da bu mesafeyi geçen yılki derecemden daha iyi bir zamanda koşmak.

4 yorum:

  1. İki ay evvel, 45 dakika koşayım derken, dizimi üzerine basamayacak derecede sakatladıktan sonra ben de bu sevdayı rafa kaldırmıştım.

    İngiltere dönüşü buradaki spor salonlarından birine üyelik de yaptırdım. Herşey iyi güzel de 1 ay içerisinde 1,5 saat koşu hem de açık havada... Bu kondisyonu ramazan üstü yakalamak zor olsa gerek. Öte yandan hayatımın en atletik olduğum dönemindeyim. bu seneyi de es geçersem bir daha hiç yapamayabilirim.

    Ne yapmalı? Usta splinter? Ya da Usta Sprinter mı demeliyim?

    YanıtlaSil
  2. Bu arada Yalçın, sanırım sol alttaki Kiddo linkini düzeltmek gerekiyor. Benim sitenin uzantısı blogspot'lu. Kürkçü dükkanı meselesi...

    YanıtlaSil
  3. Konu diz olduğunda bir ortopediste danışmanı öneririm öncelikle. Sonrasında dizin zaten sana neyi yapıp, neyi yapamayacağını söylüyor. Bir de hatırmatma: 8 km'lik bir etap daha var, Dolmabahçe'de sona eren. En azından ona katıl derim. Koşu-yürüyüşle de olsa bitirmiş olursun, içinde kalmaz :)

    YanıtlaSil
  4. Evet sanırım o dediğini yapabilirim. Dizlerde ise maalesef futbol hayatıma nokta koymuş :P problem mevcut. Ne ara yırttım bilemiyorum ama bildiğim birşey varsa o da "menisküs sucks".

    15 km koşabilecek motivasyonun 8 km koşabilecek bedene sıkıştırılmış versiyonu selam eder. Bitirdikten sonra tezahürata gelirim :)

    YanıtlaSil